AYETLER
1-
Bakara, 2.233,- “Anneler, çocuklarını iki tam yıl emzirsinler. Bu,
emzirmeyi mükemmel şekliyle uygulamak isteyenler içindir. Annelerin, münasip
şekilde yiyeceğini giyeceğini sağlamak, babanın görevidir. Hiçbir kimse
takatinin dışında bir görevle yükümlü tutulmaz. Çocuk yüzünden ne annesi, ne de
babası zarar görmemelidir. Babanın varisine de aynı vazife yaptırılır. Fakat
anne baba aralarında görüşüp anlaşmaya vararak, iki yıldan önce, çocuklarını
sütten kesmek isterlerse, kendilerine bir vebal yoktur. Şayet çocuklarınızı
başkalarına emzirtmek isterseniz, Kendilerine vereceğiniz ücreti münasip tarzda
ödemek şartı ile, bunda da size vebal yoktur. Bununla beraber Allah’a karşı
gelmekten sakının ve bilin ki Allah yaptığınız her şeyi görmektedir.”
2-
Bakara, 2.266- “Sizden herhangi biriniz hiç arzu eder mi ki: Kendisinin
hurmalığı ve üzüm bağı bulunsun: Bahçede dereler akıyor, içinde her türlü
mahsulü bulunuyor. Ama kendisinin üstüne de ihtiyarlık çökmüş ve elleri ermez,
güçleri yetmez, bakıma muhtaç küçük çocukları var. Derken… ateşli bir kasırga
kopsun da bağı kasıp kavursun? İşte Allah âyetlerini size böyle apaçık
bildirir. Olur ki iyi düşünürsünüz.”
3-
Âl-i İmran, 3.10- “Dini inkâr
edenlerin, müstahak olmaları sebebiyle, gerek malları gerek evlatları, Allah’ın
vereceği cezayı önlemede, kendilerine asla fayda veremezler. İşte onlar
cehennemin yakıtıdırlar.”
4-
Âl-i İmran, 3.116- “Kâfir olanların ne malları ne de evlatları,
kendilerini Allah’ın cezasından asla kurtaramaz. Onlar cehennemlik olup orada
ebediyyen kalacaklardır.”
5-
Nisa, 4.11- “Miras konusunda,
Allah çocuklarınız hakkında şöyle emreder: Erkeğin hakkı, kadının hissesinin
iki mislidir. Şayet kadınların sayısı ikiden fazla ise onlar terikenin üçte
ikisini alırlar. Eğer kız evlat tek ise terikenin yarısını alır. Anne babaya
gelince, ölenin çocuğu varsa, onun terikesinden her birine altıda bir hisse
vardır. Eğer çocuğu yoksa ve kendisine ana babası vâris oluyorsa annesine üçte
bir hisse vardır. Şayet ölenin kardeşleri varsa, ölenin yaptığı vasiyetin
ifasından ve borcunun ödenmesinden sonra annenin hissesi altıda birdir. Anne
babanız ile evlatlarınızdan hangisinin size daha faydalı olacağını siz
bilemezsiniz. Bunlar Allah’ın koyduğu farzlardır. Allah muhakkak ki alîm ve
hakîmdir (her şeyi hakkıyla bilir, mutlak hüküm ve hikmet sahibidir).”
7- Maide,
5.018- “Hem Yahudiler, hem de Hıristiyanlar «Biz Allah’ın evlatları ve
sevgilileriyiz.» dediler. De ki: «Öyleyse niçin Allah sizi günahlarınız
sebebiyle cezalandırıyor?» Hayır, bilakis siz O’nun yarattığı birer beşer
topluluğusunuz. Allah dilediğini affeder, dilediğini cezalandırır. Göklerde,
yerde ve ikisi arasında olan her şeyin hakimiyeti Allah’ındır. Dönüş de O’na
olacaktır.”
8-
En’am, 6.151- “De ki: «Gelin Rabbinizin size neleri haram kıldığını ben
okuyup açıklayayım: O’na hiçbir şeyi ortak yapmayın, anneye babaya iyi
davranın, fakirlik endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin, çünkü sizin de onların
da rızkını veren Biz’iz. Kötülüklerin, fuhşiyatın açığına da gizlisine de
yaklaşmayın! Allah’ın muhterem kıldığı cana haksız yere kıymayın! İşte aklınızı
kullanırsınız diye Allah size bunları emrediyor.”
9-
En’am, 6.101- “Gökleri ve
yeri yoktan var eden O’dur. O’nun nasıl çocuğu olabilir ki Kendisinin eşi de
yoktur. Gerçek şu ki: her şey O’nun mahlûkudur ve O her şeyi hakkıyla bilir.”
10-En’am,
6.140- “Bilgisizlik ve düşüncesizlik yüzünden beyinsizce çocuklarını
öldürenler ve Allah’ın kendilerine ihsan ettiği rızkı Allah’a iftira ederek
haram sayanlar, elbette tam hüsrana uğradılar. Saptılar bunlar, doğru yolu da
bulamadılar!”
11-
Enfal, 8.28- “Biliniz ki mallarınız ve evlatlarınız, sadece birer
imtihan konusudur. Büyük mükâfat ise, âhirette Allah nezdindedir.
12- Tevbe,
9.024- “De ki: «Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz,
eşleriniz, hısım ve akrabanız, ter dökerek kazandığınız mallar, kesada uğramasından
endişe ettiğiniz ticaret, hoşunuza giden konaklar, size Allah’tan ve Resulünden
ve O’nun yolunda cihad etmekten daha sevimli ve önemli ise, o halde Allah
emrini gönderinceye kadar bekleyin! Allah öyle fâsıklar güruhunu hidâyet etmez,
umduklarına eriştirmez.”
13-
Yunus,10.68- “Müşrikler «Allah evlat edindi» dediler. Haşâ! O bundan
münezzehtir. O her şeyden olduğu gibi evladı olmaktan da müstağnidir. Göklerde
ne var, yerde ne varsa hepsi O’nundur. Buna dair, ey müşrikler, hiçbir
deliliniz yoktur. Ne o, Allah hakkında kesin bilgi sahibi olmadan konuşuyor,
rastgele şeyleri mi O’na isnad ediyorsunuz?”
14-
Nahl,16.57- Allah’ın kızları olduğunu iddia ediyorlar. O, çocuğu
olmaktan münezzehtir. Hoşlandıkları erkek çocuklarını ise kendilerine
yakıştırırlar.
15-
Nahl,16.72- Allah kendilerinizden, insan kardeşlerinizden size eşler
yarattı. Eşlerinizden size oğullar, torunlar verdi ve sizleri hoş, güzel
gıdalarla besledi. Böyle iken onlar batıla inanıyor da Allah’ın bunca
nimetlerini inkâr mı ediyorlar?
16-İsra,17.31-“Fakirliğe düşme endişesi ile
evlatlarınızı öldürmeyiniz. Onların da sizin de rızkınızı veren Biz’iz,
Şüphesiz ki onları öldürmek büyük bir suçtur.”
17-Kehf,18.46-
“Mal mülk, çoluk çocuk... Bütün bunlar dünya hayatının süsleridir. Ama baki
kalacak yararlı işler ise Rabbinin katında, hem mükâfat yönünden, hem de ümit
bağlamak bakımından daha hayırlıdır.”
19-
Meryem,19.35- “Allah’ın evlat edinmesi olacak iş değildir. O bundan
münezzehtir! Bir işi yapmak istedi mi, «şöyle olsun!» demesi kâfidir.”
20-
Meryem, 19.88- «Rahman evlat edindi» dediler.
21-
Meryem, 19.92- “Halbuki
evlat edinmek Rahman’ın şanına yakışmaz.”
23-
Mü’min’un, 23.055-6- “Kendilerine verdiğimiz servet ve evlatlarla
iyiliklerine koştuğumuzu mu sanıyorlar? Hayır, onlar işin farkında değiller!”
24-
Mü’min’un, 23.09- “Allah asla evlat edinmedi. O’nun yanısıra hiçbir
tanrı da yoktur. Öyle olsaydı her tanrı kendi yarattıklarını yanına alır ve
onlardan biri diğerine üstün gelmeye çalışırdı. Allah o müşriklerin isnat ve
nitelendirmelerinden münezzehtir.»
25-
Nur, 24.31- “Mü’min kadınlara da bakışlarını kısmalarını ve edep
yerlerini günahtan korumalarını söyle! Yine söyle ki mecburen görünen kısımları
müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Başörtülerini yakalarının
üzerini kapatacak şekilde örtsünler. Zinet takılan yerlerini kocaları,
babaları, kocalarının babaları, oğulları, üvey oğulları, erkek kardeşleri,
erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, mü’min kadınlar,
ellerinin altında bulunanlar (köleler), erkeklikten kesilip kadınlara ihtiyaç
duymayan hizmetçileri veya henüz kadınların mahrem yerlerini anlamayan
çocukları dışında kimseye göstermesinler. Saklı zinetlerine dikkat çekmek için,
ayaklarını da vurmasınlar. Ey mü’minler! Hepiniz toptan Allah’a tövbe ediniz ki
felaha eresiniz.”
26- Nur,24.59-
“Çocuklarınız büluğa erdiklerinde ise, kendilerinden büyük olanları nasıl izin
istiyorlardı ise, odanıza girmek için her vakitte izin istesinler. İşte Allah
size âyetlerini böylece açıklar. Çünkü Allah her şeyi bilir, her hükmü yerinde
açıklar.”
27-
Şuarâ,26.88- “O gün ki ne mal, ne mülk, ne evlat insana fayda eder.”
28-
Lokman,31.33- “Ey insanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının! Öyle bir
günden çekinin ki o gün hiçbir baba evladına asla fayda veremez, evlat da
babasına fayda sağlayamaz. Allah’ın vâdi elbette gerçektir. O halde sizi dünya
aldatmasın ve çok hilekâr şeytan da sizi Allah ile aldatmasın, Allah’ın affına
güvendirmesin!”
29-
Saffât,37.100- «Ya Rabbî, salih
evlatlar lütfet bana!»
30-Saffât,37.149-
“Onlara (Mekkelilere) sor bakalım: (hâla şirklerine devam edip) kız evlatları
senin Rabbine, erkek evlatları da kendilerine mi isnad edecekler?”
31-Zuhruf,
43.17- “O müşriklerden her biri, Rahman’a yakıştırdığı kız evladı
dünyaya geldiği haberini alınca, birden yüzü mosmor kesilir, kederinden
yutkunur durur.”
32-
Hadid,57.20- “İyi bilin ki (âhirete yer vermeyen) dünya hayatı, bir
oyundur, bir oyalanmadır, bir süstür. Kendi aranızda karşılıklı övünme, mal ve
nesli çoğaltma yarışıdır. Tıpkı o yağmura benzer ki bitirdiği ürün, çiftçilerin
hoşuna gider. Ama sonra kurur, sen onu sapsarı kurumuş görürsün. Sonra da
çerçöp haline gelir. İşte dünya hayatı da böyledir. Âhirette ise kâfirler için
şiddetli bir ceza, mü’minler için ise Rab’leri tarafından bir mağfiret ve rıza!
Evet, dünya hayatı bir aldanma metâından başka bir şey değildir.”
33-
Mücadele,58.17- “Allah’ın cezalandırma iradesine karşı onların malları
da, evlatları da asla fayda veremez. Onlar cehennemliktirler, hem de orada
devamlı kalacaklardır.”
34-
Mücadele 58.22- “Allah’a ve âhiret gününe iman eden hiçbir milletin,
Allah’ın ve resulünün karşısına çıkan kimseleri, isterse o kimseler babaları,
evlatları, kardeşleri ve sülaleleri olsun, sevip dost edindiklerini göremezsin.
İşte Allah onların kalplerine imanı nakşetmiş ve Kendi tarafından bir ruhla
onları desteklemiştir. Onları, içlerinden ırmaklar akan cennetlere, hem de
ebedî kalmak üzere yerleştirecektir. Allah onlardan, onlar da O’ndan razıdırlar.
İşte onlar Allahın tarafında olanlardır. Ve iyi bilin ki, felaha erenler,
Allah’ın tarafında yer alanlar olacaklardır.”
35-
Mümtehine, 60.3- “Ne
hısımlarınızın, ne de evlatlarınızın kıyamet günü size faydası olur. Allah
kıyamet günü aranızda hükmeder, itaat edenleri cennete, kâfir ve âsileri
cehenneme gönderir. Allah yaptığınız her şeyi görür.”
36-
Mümtehine, 60.12- “Ey Peygamber! Mü’min hanımlar; Allah’a hiç bir
sûrette ortak tanımamak hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını
öldürmemek, hiç yoktan yalan uydurup iftira atmamak, bulduğu bir çocuğu,
kocasına isnat etmemek veya gayr-ı meşrû bir çocuk dünyaya getirip onu kocasına
mal etmemek, senin kendilerine emredeceğin meşrû olan herhangi bir konuda sana
karşı gelmemek hususlarında sana biat etmeye geldiklerinde, sen de onların
biatlarını kabul et ve onlar için Allah’tan af dile. Çünkü Allah gafurdur,
rahîmdir.”
37-
Münafikûn, 63.009- “Ey iman edenler! Gerek mallarınız, gerek
evlatlarınız sizi Allah’ı zikretmekten alıkoymasın! Bilin ki böyle yapanlar, en
büyük kayba uğrarlar.”
38-
Tegâbûn,64.14- “Ey iman edenler! Eşlerinizden ve evlatlarınızdan size
düşman olanlar da çıkabilir. Böyle olanlara karşı dikkatli olun. Bununla
beraber müsamaha eder, kusurlarına bakmaz, onları affederseniz bu da sizin için
bir fazilettir. Çünkü Allah da gafûrdur, rahîmdir.”
39-
Tegâbûn,64.15- “Mallarınız, evlatlarınız, sizin için sadece bir
imtihandır. Asıl büyük mükâfat ve mutluluk ise Allah nezdindedir.”
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder