TEMEL EĞİTİM
Çocuklara
verilmesi gereken müşterek ve zarurî kültür, günümüz tabiriyle " temel
eğitim" olarak ifade edilmektedir. Dinî edebiyatta farz-ı ayn ilimler
tabiriyle ifade edilmiştir. Temel eğitim bir bakıma ilkokul devresini kaplayan
tedrisattır. Burada cemiyetin birlik ve beraberliğini sağlayan millî kültür,
hayata uyumunu sağlayan ana bilgiler vs.'nin çocuğa aktarılması esas gayedir.
Meslek öğretimi, ilmî formasyon söz konusu değildir. Batılı bir müellif:
"Herkesin bilmesi lâzım gelen şeyler" diye tarif eder. Hemen
belirtelim ki, izahını yaptığımız bu lâik temel eğitim kavramı ile İslâmî
farz-ı ayn ilimler telakkisi tamamen birbirinin aynı değildir. Bu hususu az
ileride açıklayacağız.
Şunu da
kaydedelim ki, temel eğitimin şümulüne giren maddeler ana hatlarıyla her
millette aynıdır. Bu birlik ve benzerlik şüphesiz münhasıran ana hattadır,
başlıklardadır. Müşterek başlıkların altında yer alan muhteva ve müfredat, her
milletin bağlı olduğu inanca, ulaşmış olduğu kültürel, medenî ve teknik
seviyeye göre ve hattâ dünya görüşüne göre değişir, farklılıklar arzeder. Misal
olarak inancı ele alacak olsak bu maddenin bütün milletlerin temel eğitiminde
yer alacağından şüphemiz olmaz. Ancak Müslümanlar, tevhid, risâlet ve âhiret
inancı esaslarını tedrîs ederken, meselâ, Hıristiyanlar teslîs ve velediyet'i,
komünistler tarihî maddeciliği işleyecekler vs.
Kısacası, temel
eğitimle ferd, dilini, dinini, milliyetini öğrenir, içtimaîleşmesini tamamlar,
şahsiyetini bulur. Terbiyeciler ahlâk ve karakter terbiyesinin bu devrede sona
ereceğini, bundan sonra karakter terbiyesinden çok meslekî terbiyenin
gerektiğini söylerler. Bu meyanda, " dürüst ve namuslu bir insanın 12
yaşından önce meydana geleceği" ifade edilmiştir. Hayatın ilk yıllarındaki
terbiye ile ilgili faaliyetlerin ehemmiyetini göstermesi sadedinde, daha da
ileri giderek " doğru şekilde sevk ve idare edildiği takdirde (karakter
terbiyesinin) 6 yaşında hemen hemen bitmiş olması gerektiğini" söyleyenler
de çıkmıştır.
Şu halde kişiye
hayatı boyunca yol gösterecek olan şahsiyetin kazanıldığı bu safha son derece
mühim olmalıdır. Nitekim, temel eğitimde verilen bilgilerin sadece ferdlerin hayatını
etkilemekle kalmayıp milletlerin tedenni veya terakkîsinde de büyük ve kesin
rol oynadığı bir kısım ilmî araştırmalarla ortaya çıkarılmıştır. Bu meyanda
Amerikan psikologlarından Mc Clelland'ın araştırmaları burada kayda değer.
Clelland, bilhassa okullaşmanın gerçekleştiği çeşitli memleketleri ele alarak,
genç çocukların okuduğu veya ders kitaplarında yer alması sebebiyle okumak
zorunda oldukları hikâye, destan, masal vs.'yi inceleyerek bunlarla, o
memlekette ileriki yıllarda ortaya çıkan terakki veya tedennî arasında çok sıkı
bir alâkanın varlığını gösterir.
Bu teferruata
yer vermekle, günümüz Türkiye'sinde millî bir felâket halini almış bulunan
anarşinin hakikî sebeplerini ilkokullardan başlatmak şartıyla maarifimizde
aramak gerektiğinin ilmî bir zaruret olduğuna dikkat çekmek istedik. (Prof. Dr. İ. Canan,
Resûlüllah'a Göre Aile ve Okulda Çocuk Ter.)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder